23 Nisan 2014 Çarşamba

Bilim Dışı Dogma: İki Ayaklılığın Evrimi


Austrolophitecus afarensis, Lucy fosili
Lucy isimli fosilin dahil edildiği Austrolophitecus afarensis hakkında medyada sayısız evrimci iddia yer almıştır. Ancak zaman geçtikçe bu canlının iki ayak üstünde durduğu ve alet yapımını öğrenerek gitgide "insanlaştığı" iddiasının asılsız olduğu ortaya çıkmıştır. Tüm bilim dünyasının artık itiraf ettiği gerçek, Austrolophitecus afarensis'in, tüm özellikleri ile sıradan bir maymun olduğu yönündedir.
Charles Darwin, İnsanın Türeyişi isimli kitabında insanın maymunlarla ortak bir atadan evrimleştiğini öne sürdü. Teoriyi ideolojik olarak sahiplenen evrimciler, Darwin'in varsayımını benimsediler ve bunun doğruluğunu kanıtlayacakları düşüncesiyle veriler toplamaya başladılar. Ancak fosil kayıtları bu varsayımı tam anlamıyla test edebilecekleri miktarda veri sağlamadı. Fosiller yetersizdi ancak buna rağmen evrimciler bu fosiller üzerinde bilimsel yorum yapmaktan çekinmediler.
Evrimciler yaptıkları çalışmalarda, inançlarını fosillere yoğun bir şekilde uyguladılar. Bu süreçte insanın evrimle ortaya çıktığı varsayımı bir dogma olarak iyice yerleşti. Üzerinde en çok spekülasyon yapılan konulardan biri ise insana özgü dik yürüyüş oldu. Bunlar arasında en çok yaygınlaştırılanı, savanlık bir arazide yırtıcıları gözlemek için dört ayak üzerinde doğrulan hayali bir şempanzenin öyküsüydü.
Bu hayali şempanzenin zamanla iki ayak üzerinde doğrulduğu, bu süreçte alet yapımını öğrendiği ve giderek daha iri bir beyin hacmi kazandığı varsayıldı. Bir inanç olarak sahiplenilen bu varsayım, hemen her yerde; bilimsel dergilerde, ders kitaplarında, müzelerde, gazetelerde ve TV'de bir gerçek olarak anlatıldı. Ancak zaman geçtikçe senaryoya uydurulamayan kanıtlar kritik bir seviyeye erişti ve nihayet efsaneyi ayakta tutan varsayımlar birer birer çökmeye başladı.

İnsanın evrimi senaryosunda kendisine rol biçilen Australopithecus (ünlü Lucy fosilinin ait olduğu genus) maymunlarının, insana benzer şekilde yürüyemeyeceğini ortaya koyan çalışmalar yapıldı.

1. Lord Zuckerman, kendisi de evrim teorisini benimsemesine rağmen, Australopithecusların sadece sıradan bir maymun türü oldukları ve kesinlikle dik yürümedikleri sonucuna vardı.159
maymunlar
2. Bu konudaki araştırmalarıyla ünlü diğer evrimci anatomist Charles E. Oxnard da Australopithecus'un iskelet yapısının günümüz orangutanlarınınkine benzediği sonucuna vardı.160
3. 1994 yılında İngiltere'deki Liverpool Üniversitesi'nden Fred Spoor ve ekibi, Australopithecus'un iskeleti ile ilgili kesin bir sonuca varmak için kapsamlı bir araştırma yaptı. İskeletlerde, vücudun yere göre konumunu belirleyen "salyangoz" isimli bir organ üzerinde incelemeler yürütüldü. Spoor'un vardığı sonuç, Australopithecus'un insanlarınkine benzer bir yürüyüş şekline sahip olmadığıydı.161
4. 2000 yılında B. G. Richmond ve D. S. Strait isimli bilim adamlarının gerçekleştirdiği ve Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmada Australopithecusların önkol kemikleri incelendi. Karşılaştırmalı anatomik incelemeler, bu türün günümüzde yaşayan ve dört ayak üzerinde yürüyen maymunlarla aynı önkol anatomisine sahip olduğunu gösterdi.162

Eğikle dik arası bir yürüyüşün biyomekanik olarak verimli olmadığı ortaya çıktı

İki ayaklılığın "aşama aşama" bir süreçte ortaya çıktığını ileri süren model, evrimin bir aşamasında iki ayaklılıkla dört ayaklılık arasında "karma" bir yürüyüş olmasını zorunlu kılar. Oysa İngiliz paleoantropolog Robin Crompton, 1996 yılında bilgisayar yardımıyla yaptığı araştırmalarda bu çeşit bir "karma" yürüyüşün imkansız olduğunu gösterdi. Crompton'un vardığı sonuç şuydu: Bir canlı ya tam dik, ya da tam dört ayağı üzerinde yürüyebilir.163
Bu ikisinin arası bir yürüyüş biçimi, enerji kullanımının aşırı derecede artması nedeniyle mümkün olmamaktadır. Bu yüzden yarı-iki ayaklı bir canlının var olması mümkün değildir.

İki ayak üzerinde yürüyen şempanzeler Darwin'in teorisini çiğnedi

Liverpool Üniversitesi'nden Dr. Robin Crompton, Uganda'nın Bwindi bölgesinde yaşayan şempanzelerin iki ayak üzerinde yürüme yeteneğine zaten sahip olduklarını keşfetti. Ormanlık bir arazide iki ayak üzerinde yürüyen şempanzeler, savanda doğrulan şempanzenin hikayesiyle açık bir tezat ortaya koyuyordu. İskoçya'nın The Scotsman gazetesinde 'İki Ayaklı Şempanzeler Darwin'in Teorisini Çiğnedi' başlığıyla duyurulan haberde, Crompton'un şu yorumuna yer verildi:
"Bu durum, genelde kabul edilen, dört ayağı üzerinde yürüyen şempanzelerden evrimleştiğimiz iddiasına aykırı".164

Savanda doğrulan şempanzenin hikayesi bir hayalden ibarettir

iki ayaklılık
Darwinistler, "iki ayaklılığa geçiş" masallarıyla ilgili "neden" ve "nasıl" sorularına cevap verememektedirler. Bu geçiş senaryosunu oluşturan öğeler gerçekleri yansıtmamaktadır ve böyle hayali bir dönüşümün bilimsel olarak mümkün olmadığı ispat edilmiş durumdadır.
Discover dergisinde yayınlanan bir makalesinde, evrimci bilim yazarı Carl Zimmer, savanda doğrulan maymunun hikayesinin asılsız çıktığını şu sözlerle ifade etti:
"Atalarımızın iki ayaklılara nasıl evrildiği sorusunun cevabı, on yıllardır berrak bir şekilde ortada duruyordu. (Southern California Üniversitesi Antropoloji Kürsüsü profesörü) Craig Stanford, 'Uzunca zamandır kabul edilen görüş, ormanlardan çıkıp savanlara hareket ettiğimiz veya yüksek otların üstünden etrafa bakmak ya da izole ağaç gruplarına ulaşmak için iki ayaklı hale geldiğimiz şeklindeydi' diyor. Ama son yıllarda yeni kanıtlar bu senaryoyu kuşkulu hale getirmiş durumda. 'Uzun zamandır savunulan, zayıf bir hominidin ormanın güvencesini bırakarak tehlikeli savanlara gittiği ve burada yeni fikirlerle yaşayabilmek için ayağa kalktığı fikri güzel bir hikaye, ama büyük olasılıkla tamamen hayal ürünü' diyor Stanford. Araştırmacılar eski hominid bölgelerine daha yakından baktıklarında, çoğu, bu alanların aslında birer savan olmadığı, ama düşük veya yüksek yoğunlukta ormanlık araziler olduğu sonucuna varmış durumda."165

Evrimciler, "Nasıl?" sorusuna cevap veremediler

Evrimciler Nasıl sorusuna cevap veremediler
İki ayaklılığa geçiş senaryosu için, canlılara yeni genler kazandıran, yaşamlarını kesintiye uğratmadan onları geliştirebilen bir mekanizmanın varlığı kaçınılmaz önemdeydi. Böyle bir mekanizma önerilmeden ve bunun evrimleştirici gücü deneylerle kanıtlanmadan, iki ayaklılığa geçiş inancı, bir kurbağanın prense dönüşebileceği masalına inanmakla eşdeğerdi. Evrimciler bu amaçla rastlantısal mutasyonları, DNA'nın hassas diziliminde meydana gelen tesadüfi değişimleri önerdiler. Ancak sayısız deney, kademeli veya sıçramalı olsun, mutasyonlara dayalı bir gelişim senaryosunu destekleyici hiçbir sonuç sağlamadı.
Paris Üniversitesi profesörlerinden matematikçi ve doktor Marcel-Paul Schützenberger, iki ayaklılık da dahil olmak üzere insan ve şempanze arasındaki farklılıkların evrimle açıklanamadığını şu sözlerle itiraf etti:
"Kademeli gelişimciler ve sıçramalı evrimi savunanlar, insanı [sözde evrimle] gelişmiş primatlardan ayıran şu birkaç biyolojik sistemin bir ölçüde eş zamanlı şekilde ortaya çıkışını açıklamada tamamen yetersizdirler: Leğen kemiğinin değişiminin eşlik ettiği iki ayaklılık ve şüphesiz beyincik, parmak uçlarına özellikle hassas bir dokunma duyusu veren, çok daha becerikli eller; fonasyona (ses çıkarmaya) izin veren yutaktaki değişimler; merkezi sinir sisteminin özellikle temporal lobu seviyesinde, özellikle lisanı tanımaya izin veren değişimler. Embriyo oluşumu açısından bu anatomik sistemler birbirlerinden tamamen farklıdırlar'.166

Karşılaştırmalı anatomi bulguları, söz konusu iddianın, evrimcilerin gerçek olmasını çok istedikleri bir 'illüzyon' olduğunu ortaya koydu

çiçek
Washington Üniversitesi anatomisti Bernard Wood, insanın evrimi senaryosuna atfedilen fosiller üzerinde yıllarca çalışmış, bunları çeşitli anatomik kriterler açısından defalarca ölçüp karşılaştırmış bir uzmandır. Wood yıllarca süren çalışmalarında, herhangi bir anatomik kriter açısından, maymunsu bir canlıdan insana doğru direkt bir soyun delillendirilemediğini ve kademe kademe evrim modelinin geçersiz olduğunu gördü. Bu durum, modern toplumun her alanında yaygınlaştırılmaya çalışılan evrim düşüncesinin bir aldatmacadan ibaret olduğunu gösteriyordu. Wood, İngiliz bilim dergisi New Scientist'te yayınlanan bir yazısında, şunları yazdı:
"İnsan evriminin çok popüler bir imajı vardır -buna kahvaltıda yenen corn flakes paketlerinin arkasından tutun da çok pahalı bilimsel araçların reklamlarına kadar her yerde rastlayabilirsiniz. Bu resimlerin sol tarafında tıknaz, öne doğru çıkık çeneli, kambur yürüyen bir orangutan bulunur. Sağ tarafta ise zarif, yüksek alınlı, geleceğe doğru amaçlı adımlar atan bir insan vardır. Bu ikisinin arasında ise birbirini takip eden figürler bulunmaktadır- omuzları geriye doğru çekilmeye başlayarak, gövdesi giderek incelen, kolları kısalıp bacakları uzayan, kafatası büyüyüp çenesi gittikçe geriye çekilerek daha insanımsı bir görüntüye kavuşan figürler. Orangutandan insana doğru ilerleyişimiz çok düzgün ve düzenliymiş gibi görünür. Bu o kadar cezbedici bir imajdır ki, uzmanlar bile bundan vazgeçmeye gönüllü değildir. Ancak bu, bir illüzyondur."167

Sonuç:

İki ayaklılığın evrimi iddiası, böyle bir dönüşümü belgeleyebilecek fosil kaydından, evrimleştirici gücü olduğu iddia edilebilecek bir mekanizmadan ve bilimsel bir teori olabilmek için test edilebilir olma özelliğinden yoksundur. Bilimsel bulgular bu doğrultuda yapılan spekülasyonları da yalanlamaktadır.
Tüm bunlar, son derece ciddi, açık ve net göstergelerdir. Bilim ve mantık, iki ayaklılığın evrimi senaryosunun ayakta durabileceği bir zemin sağlamamakta, onu kesin olarak çürütmektedir. Evrimci bilim adamlarının bu iddiayı bir dogma olarak sürdürmeleri ise, evrim teorisini bir din olarak benimsediklerini kanıtlamaktadır. Darwinistler, kendi benimsedikleri dinleri içinde büyülenmişlerdir. İşte bu nedenle gerçekleri kabul etmekten uzaklaşmaktadırlar. Allah ayetlerinde şöyle buyurur:
De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Herşeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken Kendisi korunmuyor." "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Öyleyse nasıl oluyor da böyle büyüleniyorsunuz?" Hayır, Biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar. (Müminun Suresi, 88-90)

DİPNOTLAR

133. David R. Pilbeam, "Rearranging Our Family Tree", Human Nature, June 1978, s. 45
134. Earnest A. Hooton, Up From The Ape, McMillan, New York, 1931, s. 332
135. Francis Hitching, The Neck of the Giraffe: Where Darwin Went Wrong, New York: Ticknor and Fields 1982, s. 204
136. Storrs L. Olson "OPEN LETTER TO: Dr. Peter Raven, Secretary, Committee for Research and Exploration, National Geographic Society Washington, DC 20036", Smithsonian Institution, 1 Kasım 1999
137. Tim Friend, "Dinosaur-bird link smashed in fossil flap", USA Today, 25 Ocak 2000
138. A. J. Kelso (Professor of Physical Anthropology, University of Colorado), "Origin and evolution of the primates", Physical Anthropology, J. B. Lippincott, New York, ikinci baskı, 1974, s. 142
139. Elwyn L. Simons (Jeoloji ve Jeofizik bölümü, Yale Universitesi, ABD), 'The origin and radiation of the primates'. Annals New York Academy of Sciences, vol. 167, 1969, s.319
140. Mark Ridley,"Who Doubts Evolution?, New Scientist, vol. 90 (25 Haziran 1981), s. 832
141. Michael Brown, The Search For Eve, Harper and Row, 1990
142. Joan C. Stevenson, Dictionary of Concepts in Physical Anthropology, Greenwood Press, New York, 1991, s. 216
143. Masao Ito, Yasushi Miyashita, Edmund T. Rolls, Cognition, Computation and Consciousness, Oxford University Press, 1997, s 21.
144. Kenneth F. Weaver, "Stones, Bones, and Early Man: The Search for Our Ancestors," National Geographic 168, no. 5 (1985), s. 581-582; Stephan Caesar "No 'Missing Link' Between Animals and Humans", http://www.creationism.org/caesar/missing.htm
145. Henry Gee, In Search of Deep Time, Beyond the Fossil Record to a New Hıstory of Life, The Free Press, A Division fo Simon & Schuster, Inc., 1999, s. 32
146. Henry Gee, In Search of Deep Time, Beyond the Fossil Record to a New Hıstory of Life, The Free Press, A Division fo Simon & Schuster, Inc., 1999, s. 114
147. J.-J. Jaeger, 'A New Primate from the Middle Eocene of Myanmar and the Asian Early Origin of Anthropoids', Science , Vol 286, Issue 5439, s. 528-530, 15 Ekim 1999
148. Lord Solly Zuckerman, Beyond the Ivory Tower, Taplinger Pub. Co., New York, 1970, s.64
149. Charles Darwin, The Origin of Species, III. baskı, 13. bölüm: "Mutual Affinities of Organic Beings: Morphology: Embryology: Rudimentary Organs"
150. S. R. Scadding, Do 'Vestigial Organs' Provide Evidence for Evolution?, Evolutionary Theory, Cilt 5, Mayıs 1981, s. 173
151. www.geocities.com/CapeCanaveral/Lab/6562/evolution/designgonebad.html
152. Leonard M.S., 1992. Removing third molars: a review for the general practitioner. Journal of the American Dental Association, 123(2):77-82
153. M. Leff, 1993. Hold on to your wisdom teeth. Consumer reports on Health, 5(8):4-85
154. Daily.T 1996. Third molar prophylactic extraction: A review and analysis of the literature. General Dentistry, 44(4):310-320
155. "Evidence of Comparative Structure and Function", http://www.ibri.org/Books/Pun_Evolution/Chapter2/2.5.htm#6.
156. http://www.hairlosshelp.com/forums/messageview.cfm?catid=32&threadid=32851
157. Gray's Anatomy of the Human Body, 20th edition, 2000
158. Gray's Anatomy of the Human Body, 20th edition, 2000
159. Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970, s. 75-94
160. Charles E. Oxnard, "The Place of Australopithecines in Human Evolution: Grounds for Doubt", Nature, cilt 258, s. 389
161. Fred Spoor, Bernard Wood, Frans Zonneveld, "Implication of Early Hominid Labryntine Morphology for Evolution of Human Bipedal Locomotion", Nature, cilt 369, 23 Haziran 1994, s. 645-648
162. Richmond, B.G. and Strait, D.S., Evidence that humans evolved from a knuckle-walking ancestor, Nature 404(6776):382, 2000
163. Ruth Henke, "Aufrecht aus den Baumen", Focus, cilt 39, 1996, s. 178
164. The Scotsman.com: 'Chimps on two legs run through Darwin's theory' http://news.scotsman.com/index.cfm?id=1016102002
165. Carl Zimmer, "Great Mysteries of Human Evolution", Discover, Vol. 24, No. 9, Eylül 2003
166. Schutzenberger M-P., in "The Miracles of Darwinism: Marcel-Paul Schutzenberger ile Ropörtaj" Origins & Design , Vol. 17, No. 2, 1996, s. 10-15.
167. Bernard Wood, Who are we?, New Scientist, sayı 2366, 26 Ekim 2002, s. 44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder